Bu kategoride birbirinden farklı Atasözü ve Deyim Hikayelerini ayrıca Atasözü ve Deyim Hakkında bilgileri bulacaksınız.
Deyim Hikayeleri; “Dostlar Alışverişte Görsün”
Atasözü ve Deyim Hikayeleri, “Dostlar Alışverişte Görsün” Deyimi; Nasreddin Hoca bir zamanlar yumurtacı esnaflığına soyunmuş. Ne var ki, on para saydığı yumurtayı dokuz paraya satıyormuş. Bakmışlar, Hoca iflas edecek.
– “Ne yapıyorsun Hocam?”, demişler, “Bu külliyen zarar; artık alıp eksik satıyorsun.” (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; “Toprağı Bol Olmak”
Deyimler; Toprağı Bol olsun deyimi, günümüzde Müslüman olmayan kişiler için ölünün ardından söylenir. “Ruhu sükûn içinde olsun” anlamında kullanılır. Bu söz Müslüman olmayan ölülerin anılması anında söylenir. Müslüman ölüler için “Allah Rahmet Eylesin” denir. (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; “Lafla Peynir Gemisi Yürümez”
Atasözü Ve Deyim Hikayeleri, “Lafla eynir Gemisi Yürümez” Deyimi; Rivayete göre bir zamanlar İstanbul’da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı var imiş. Madrabaz ve cimri birisi olup Trakya’dan getirttiği peynirleri İstanbul’da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir’e gönderirmiş. İzmir’de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal varsa gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek, kaptanları yalanlarıyla oyalar durur, “Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazlafazla veririm.” diye vaatlerde bulunurmuş. Birkaç kez aldanan tüccar gemi kaptanlarından birisi, yine İzmir’e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş: (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; Atı Alan Üsküdarı Geçti
Atasözü ve Deyim Hikayeleri; Atı Alan Üsküdar’ı Geçti; Fırsatların ve imkanların kaçtığını, sürenin dolduğunu, olanın olduğunu anlatmak için kullanılan bir deyimdir. İş işten geçti deyimiyle yakın anlamlıdır. Hikayesi;
Zamanında Bolu beyine baş kaldıran Köroğlu’nun dillere destan yağız mı yağız bir atı vardır. Günün birinde Köroğlu’nun atı çalınır. Bütün civarı arar tarar yok. (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; “Çıkar Ağzındaki Baklayı”
Atasözü ve Deyim Hikayeleri, “Çıkar ağzındaki Baklayı” Deyimi; Zamanında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sonunda kendine yakıştırılan küfürbazlık ününe dayanamaz duruma gelmiş. Soluğu bir bilgenin yanında almış, ondan akıl danışmış. Her kızdığım konu karşısında küfretmek huyumdan kurtulmak istiyorum demiş. Adamın içtenliğini görünce bilge ona yardımcı olmaya karar vermiş. Bakkaldan bir avuç bakla tanesi getirtmiş ve bunları ‘küfürbazlık’tan kurtulmak isteyen adamın avucunun içine koydu. (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; “Saman Altından Su Yürütmek”
Vaktiyle köyün birinde ahalinin tarlaları ve meyve sebze bahçelerini suladığı bir su kaynağı varmış. Bu kaynak köyün ortak malıymış. Civarda başkaca su kaynağı olmadığından bütün köylü arazisini bu kaynaktan nöbetleşe sıra ile sularmış. Kimin ne vakit, ne kadar su kullanacağı belliymiş ve herkes kendi sırasını takip eder, komşularının hakkına da saygı gösterirmiş. (daha&helliip;)
Atasözü Hikayeleri; “Vermeyince Mabud, Neylesin Sultan Mahmud?”
Derler ki, Sultan Mahmut’a kısmeti bağlı bir adamdan söz etmişler. Sultan adamı bir de kendisi denemek istemiş. Bir koca tepsi baklava yaptırmış. Üst tabakadan başka tepsinin her tarafına görünmeyecek şekilde altın dizdirmiş, adamını gönderip ona tepsiyi birinin bir adağı diyerek kısmetsiz şahsa vermesini ve şahsı takip etmesini emretmiş. Adamımız tepsiyi almış. Yolda bir tanıdığına rastlamış. İkisinin de olaydan haberi yok. Adamımız hikayeyi anlatınca, “Senin” demiş “tanıdığın gerçek bir hayırseverlik duygusuyla, “Baklavadan çok paraya ihtiyacın var. al şu iki altını, sat tepsiyi bana.” Teklif adamımızın da işine gelmiş ve tepsiyi satmış. (daha&helliip;)
Atasözü Hikayeleri; “Tencere Yuvarlanmış Kapağını Bulmuş”
Bir zamanlar Şenn adında çok zeki ve bilgili bir adam yaşamaktaydı.Bu adam bir gün kendisi gibi bilgin ve akıllı bir kız bulup evlenmek için atına atlayıp yola çıktı.Yolda bir adama rasladı. Adam köyüne gidiyordu.Şenn de adama katılıp birlikte yolculuk etmeye başladılar. Şenn adama sordu:
– Ben mi seni yükleneyim, yoksa sen mi beni yüklenirsin?
Adam: (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; “Ölme Eşeğim Ölme”
Atasözü Ve Deyim Hikayeleri; Ölme Eşeğim Ölme Deyimi:
Bir kış, neredeyse adam boyu kar yağmış. Aylarca bir toplu iğne başı kadar bile toprak görünmemiş. İnsanlar burunlarını dahi dışarıya çıkaramamış. Hazıra dağ dayanmaz hesabı, halkın yiyeceği de tükenmeye başlamış. İnsanlar lokmalarını sayar hâle gelmişler. Kıtlık sadece insanları değil hayvanları da vurmuş; bir deri bir kemik kalmışlar. (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri; “İki Dirhem Bir Çekirdek”
Keçiboynuzunun Yunanca adı “keration”, İngilizcede “carob”, Arapçada “kırrıt”tır. Keçiboynuzunun tohumu yıllarca elmas ölçmek için kullanılmış. Elmaslar, keçiboynuzu tohumları ile tartılıp satılırmış. Bu nedenle keçiboynuzu, kırat veya karat dediğimiz ölçü birimine isim babalığı yapmış.
Prof. Dr. Aydın Akkaya açıklamasına göre; Keçiboynuzu çekirdeği doğada ağırlığı değişemeyen bir tohumdur. Tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir.Bu,hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için hem de içine su alması ihtimalinin çok az ve çok uzun süreye bağlı olduğu içindir. (daha&helliip;)
Atasözü Hikayeleri
Okumam Yazmam Yok Ama Kayseriliyim
Kayseri ilimize has bir deyimdir.
Kayserililer zeka, kurnazlık ve işbirlikleri ile tanınırlar. Arapların Kaysariye, Kayser’in, yani imparatorun, hükümdarın memleketi dedikleri bu ilimizden, pek çok iş adamı tüccar, sanatkar, ünlü ve büyük kişiler yetişmiştir. Osmanlılar Devrinde Kayseri de, esnaf ve tüccar bile Enderun dili kullanırmış. Kayserililer, ilim ve bilgiye önem veren, bunu zekaları ile pekiştiren kişilerdir. (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri – Abayı Yakmak
Birisine âşık olmak, gönül vermek anlamında kullanılan bir deyim.
“Aba”, özellikle tekkelere mensup olan dervişlerin giydiği, kalın yün kumaştan, elbise üstüne giyilen bir çeşit üstlüktür. (daha&helliip;)
Deyim Hikayeleri – Alnı Açık Olmak
Kimseden gizleyeceği bir suçu, utancı olmamak; lekesi, ayıbı bulunmayan anlamında bir deyim.
Eski devirlerde suç işleyenlerin alınlarına, cezalarına göre kızgın demirle damga vurulurmuş. Şimdiki gibi nüfus kayıtları adli kayıtlar olmadığından, suçluların bu yolla toplum içinde tanınması sağlanırmış. (daha&helliip;)
Atasözü Hikayeleri – Son Gülen İyi Güler
Yirmi yaşında Makedonya Kralı olan Büyük İskender, Yunanistan’ı topraklarına kattıktan sonra gözünü diğer ülkelere dikmiş.
Dünya haritasına bakmış ve o güne kadar en çok fethetmek istediği yere sefer yapmaya karar vermiş. Gitmek istediği yer Hindistan’mış. (daha&helliip;)
Atasözü Hikayeleri – Bir İnat, Bin Murat
Uluslararası golf turnuvalarında başarıyla oynayan usta bir golf oyuncusuydu.
İnsanlar ona sürekli şöyle diyorlardı:
-Topa sizin gibi vurabilmek için her şeyimi verebilirdim. Bir gün yine aynı sözlerle karşılaşan usta golfçu kendini tutamayıp karşılık verdi: (daha&helliip;)