You are currently viewing Deyim Hikayeleri- Abayı Yakmak
  • Post comments:0 Yorum

Deyim Hikayeleri – Abayı Yakmak

Birisine âşık olmak, gönül vermek anlamında kullanılan bir deyim.

“Aba”, özellikle tekkelere mensup olan dervişlerin giydiği, kalın yün kumaştan, elbise üstüne giyilen bir çeşit üstlüktür.

XII. yüzyılda yayılmaya başlayan tasavvuf felsefesi, kısa sürede rağbet görmüş, bu felsefe etrafında çeşitli akımlar ortaya çıkmış ve zamanla her biri bir tarikatın gelişmesine yol açmıştır.

Aynı görüşe yönelen akımların odaklandığı eski tekkelerde klasik olarak bir cami veya mescidin yanı sıra, şadırvanlı bir iç avlu bulunurdu. Bu dört köşe avlunun etrafında dervişan hücreleri, büyük bir dershane, mutfak, kiler, ambar gibi bölümler olurdu.

Kış aylarında dershanenin ocağı harıl harıl yanarak içeriyi ısıtırdı. Böyle bir dergâhta bir gün, sırtları abalı dervişler, Şeyh efendinin dersine ve tasavvuf bahsinde anlattıklarına o kadar dalmışlar ve kendilerinden geçmişler ki, arkası ocağa dönük olan bir dervişin sırtındaki aba, ocaktan sıçrayan kıvılcımla için için yanmaya başlamış. Dervişlerin hepsi kulak kesilmiş, Şeyhin anlattıklarını dinlemekte olduklarından, abası yanan derviş bile kendi sırtından çıkan dumanı fark etmemiş. Pir aşkına, yar aşkına (Tanrı aşkına) içi yanan derviş, dünya ateşinin farkına varmamış.

Bu olay, dilimize, şimdilerde argo olarak kabul edilen bir deyimi kazandırmış.

Deyim Hikayeleri

Atasözü ve Deyimler Hakkında

Atasözü, Atalarımızın, uzun denemelere, gözlemlere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düşünce ya da öğüt olarak veren ve kalıplaşmış bir biçimi olan, kamuca benimsenmiş kısa ve özlü sözleridir. Düşündüren, ders veren ve eğitici sözlerdir.

Deyim ise, genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına denir. Anlatıma akıcılık, çekicilik katan, çoğunun gerçek anlamından ayrı bir anlamı bulunan, genellikle de birden çok sözcüklü dil öğesi, kalıplaşmış sözcük topluluğudur.

Atasözleri az sözcükle çok şey anlatan özlü sözlerdir. Anlattıkları denenmiş, doğruluğuna inanılmış düstur (genel kural, kaide) niteliğindedirler.

Deyimler ise, kalıplaşmış anlatım araçlarıdır. Cümle şeklinde olanlar bile bir anlam bütünlüğü taşımaz. Asıl anlamlarını içinde bulundukları cümleden alırlar; aldıkları anlam da değişmez bir kural niteliğinde değildir.

Atasözleri ve deyimlerin birbirleriyle ortak ve birbirinden ayrılan bazı özellikleri vardır. Birbirleriyle ortak olan en önemli özellikleri, her ikisinin de toplum tarafından ortak olarak benimsenen ve kullanılan kalıplaşmış sözler olmalarıdır.

Deyim ile Atasözü Arasındaki Benzerlikler

1. Her ikisi de halkın ortak ürünüdür.

2. Her ikisinin de söyleyeni belli değildir.

3. Her ikisi de uzun tecrübeler sonucu oluşmuştur.

4. İkisinde de kelimelerin yeri asla değiştirilemez

Atasözü ve Deyim Arasındaki Farklar

1. Atasözleri genelde cümle şeklindedir ama deyimler genellikle fiille birlikte mastar oluşturur.

Bu konuyu bir örnekle anlatırsak;

Göze girmek (deyim)

Sakla samanı gelir zamanı (atasözü)

2. Deyimler bir durum bildirirken atasözleri durum bildirmez.

3. Atasözlerinde nasihat varken deyimde nasihat yoktur.

4. Atasözlerinin ifade ettikleri anlamlar gerçekken deyimler mecaz anlam içerir.

5. Deyimlerde verilmek istenen mesaj örtülü verilirken atasözlerinde bu durum böyle değildir.

6. Atasözleri genellikle bir işin nasıl yapılacağı hakkında fikir verirken deyimlerde bu durum böyle değildir.

7. Atasözleri deyimlere göre daha fazla kelimeden oluşur.

8. Atasözleri genelde geniş zamanla çekimlenirken deyimler her çekime girer

Bir cevap yazın