You are currently viewing Deyim Hikayeleri; “Çıkar Ağzındaki Baklayı”
  • Post comments:0 Yorum

Deyim Hikayeleri; “Çıkar Ağzındaki Baklayı”

Atasözü ve Deyim Hikayeleri, “Çıkar ağzındaki Baklayı” Deyimi; Zamanında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sonunda kendine yakıştırılan küfürbazlık ününe dayanamaz duruma gelmiş. Soluğu bir bilgenin yanında almış, ondan akıl danışmış. Her kızdığım konu karşısında küfretmek huyumdan kurtulmak istiyorum demiş. Adamın içtenliğini görünce bilge ona yardımcı olmaya karar vermiş. Bakkaldan bir avuç bakla tanesi getirtmiş ve bunları ‘küfürbazlık’tan kurtulmak isteyen adamın avucunun içine koydu.

Şimdi bu bakla tanelerini al, birini dilinin altına, ötekilerini cebine koy demiş. Konuşmak istediğin zaman bakla diline takılacak, sen de küfürden kurtulma isteğini anımsayıp o anda söyleyeceğin küfürden vazgeçeceksin. Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir bakla çıkarırsın, dilinin altına onu yerleştirirsin. Adamcağız bilgenin dediğini yapmış. Bu ara da bilgenin yanından da ayrılmamaya çalışıyormuş. Yağmurlu bir günde birlikte bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılmış ve genç bir kız başını uzatmış, seslenmiş:

Bilge efendi, biraz durur musun? demiş ve pencereyi kapatmış. Bilge söyleneni yapmış ama sicim gibi yağan yağmur altında iliklerine değin ıslanmış. Sığınacak bir saçak altı da yoktur. Üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur. Bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçmiş içinden fakat tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar pencerede görünmüş ve aynı isteğini yinelemiş:

– Bilge efendi, lütfen birkaç dakika daha bekler misiniz?

Bilge içinden öfkelenmiş ama kızın isteğini de yerine getirmiş. Fakat yanındaki eski küfürbaz adam, kendini zor tutuyormuş. Bu arada yağmurun şiddeti gittikçe artıyor, bilge de, adam da, vıcık vıcık ıslanıyorlarmış. Bir süre sonra pencere açılmış ve kız yine seslenmiş:

– Gidebilirsiniz artık! demiş.

Bilge bu durumu çok merak etmiş ve sormuş:

– İyi de evladım bir şey yoksa bu yağmurun altında bizi niçin beklettin?

Penceredeki kız, bu soruyu pek umursamamış:

– Efendim, sizi elbette bir nedeni olmadan bekletmiş değilim demiş ve bekletme nedenini şöyle açıklamış:

Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur, horoz çıkarmış. Annem sizi sokaktan geçerken görünce hemen yumurtaları kuluçkaya koydu ve yumurtaları tavuğun altına yerleştirene değin sizin pencerenin önünden ayrılmamanızı istedi.

Saygısızlığın böylesi karşısında bilgenin de tepesinin tası atmış. Yanındaki ‘eski’ küfürbaza dönmüş ve şöyle demiş;

– Hak ettiler bu ana kız demiş. Çıkar ağzından baklayı!

Daha fazla deyim veya atasözü hikayesi için Prof. Dr. İskender Pala’nın “İki Dirhem Bir Çekirdek” adlı kitabından yararlanabilirsiniz.

Atasözü ve Deyimler Hakkında

Atasözü, Atalarımızın, uzun denemelere, gözlemlere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düşünce ya da öğüt olarak veren ve kalıplaşmış bir biçimi olan, kamuca benimsenmiş kısa ve özlü sözleridir. Düşündüren, ders veren ve eğitici sözlerdir.

Deyim ise, genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına denir. Anlatıma akıcılık, çekicilik katan, çoğunun gerçek anlamından ayrı bir anlamı bulunan, genellikle de birden çok sözcüklü dil öğesi, kalıplaşmış sözcük topluluğudur.

Atasözleri az sözcükle çok şey anlatan özlü sözlerdir. Anlattıkları denenmiş, doğruluğuna inanılmış düstur (genel kural, kaide) niteliğindedirler.

Deyimler ise, kalıplaşmış anlatım araçlarıdır. Cümle şeklinde olanlar bile bir anlam bütünlüğü taşımaz. Asıl anlamlarını içinde bulundukları cümleden alırlar; aldıkları anlam da değişmez bir kural niteliğinde değildir.

Atasözleri ve deyimlerin birbirleriyle ortak ve birbirinden ayrılan bazı özellikleri vardır. Birbirleriyle ortak olan en önemli özellikleri, her ikisinin de toplum tarafından ortak olarak benimsenen ve kullanılan kalıplaşmış sözler olmalarıdır.

Deyim ile Atasözü Arasındaki Benzerlikler

1. Her ikisi de halkın ortak ürünüdür.

2. Her ikisinin de söyleyeni belli değildir.

3. Her ikisi de uzun tecrübeler sonucu oluşmuştur.

4. İkisinde de kelimelerin yeri asla değiştirilemez

Atasözü ve Deyim Arasındaki Farklar

1. Atasözleri genelde cümle şeklindedir ama deyimler genellikle fiille birlikte mastar oluşturur.

Bu konuyu bir örnekle anlatırsak;

Göze girmek (deyim)

Sakla samanı gelir zamanı (atasözü)

2. Deyimler bir durum bildirirken atasözleri durum bildirmez.

3. Atasözlerinde nasihat varken deyimde nasihat yoktur.

4. Atasözlerinin ifade ettikleri anlamlar gerçekken deyimler mecaz anlam içerir.

5. Deyimlerde verilmek istenen mesaj örtülü verilirken atasözlerinde bu durum böyle değildir.

6. Atasözleri genellikle bir işin nasıl yapılacağı hakkında fikir verirken deyimlerde bu durum böyle değildir.

7. Atasözleri deyimlere göre daha fazla kelimeden oluşur.

8. Atasözleri genelde geniş zamanla çekimlenirken deyimler her çekime girer

Bir cevap yazın