EŞREFOĞLU RUMİ’NİN GAZELLERİ
Bu Aşk Şiiri
Yüreğime şerha şerha yâreler urdu bu aşk
Gâret etti gönlüm ilin yağmaya urdu bu aşk
Şimdi hâkim gönlümün iklîmine aşktır benim
Akla nefse fene cana hükmünü sürdü bu aşk
Her sıfat kim nefsin ü aklın u rûhun var idi
Tarttı Seyfullah yürüdü kamusun kırdı bu aşk
Bu gönül hücrelerini tahliye kıldı kamu
Âdemiyyet noktasından sildi süpürdü bu aşk
Kendi varlığıyla küllî varlığım mahv eyledi
Dost gözüyle baktı ol dost yüzünü gördü bu aşk
Çün fenâ dârında menlik Mansûr’u berdâr eyledi
Dost eşiğinde “enelhak” nevbetin urdu bu aşk
Dün gün Eşrefoğlu Rûmî derdin artar pes neden
Zahmine hod dost elinden merhem irgördü bu aşk
Aşk ile Viran Şiiri
Aşk ile viran olan imaret ta ebed
Hardır ol her dü cihan oldu selamet ta ebed
Aşk ile aşka uyanlar göre ma’şuk yüzünü
Nef ile nefse uyan oldu melamet ta ebed
Aşık isen teni terk et canı ko canana git
Tene cana kalanın işi hacalet ta ebed
Sen vücudun safhasından yu gider benlik adın
İki cihan devletinden ol feragat ta ebed
Var riyaset bütin uşat yire sal namusunu
Halk içinde nefsi hor et bul saadet ta ebed
Çek mezellet darına kibr ü kine verme aman
Şöhreti ko külli şöhret oldu afet ta ebed
Kim ki şöhret bendine bunda giriftar olduysa
Akıbet toprak olup kıldı nedamet ta ebed
Yürü var dünya ile fahr eyleme Firavn gibi
Bitmez illa ol tefahürden şakavet ta ebed
Fakr ile fakreyle çün “Elfakrı fahri”der Resul
Mala mülke mağrur olma dime heyhat ta ebed
Cifedir dünya anın talibi itler der Nebi
Cife kovan kişinin işi hasret ta ebed
Cid eliyle can gözüne çek mücahit milini
Nefs ile hiç dostluk etme kıl adavet ta ebed
Meskenet ayinesinde bak cemal-i Dost’u gör
Hep hevalardan beri ol Hakk’a yüz tut ta ebed
Kes enaniyet peşini meskenet sikkiniyle
Kaz çıkar benlik kökünü ardına at ta ebed
İşbu yolda günde bin kez ger seni öldüreler
Teslim ol yüzün çevirme vir iradet ta ebed
Aşıka bu yolda can virmek gerek elbette kim
Şöyledir bu aşk içinde örf ü adet ta ebed
Kim ki can virmedi bunda sa’yi oldu hep heba
Gitmedi nefsinden anın hiç habaset ta ebed
Eşrefoğlu Rumi her kim pendini tutar ise
Görmeye iki cihanda ol melamet ta ebed
Aşıklar Şiiri
Aşıklar iki cihanda nefs muradın almayalar
Ağlayalar dün ü güni şad oluben gülmeyeler
İlm ü amel terk ideler Dost ile ahdi berk ideler
Yüz tutub Dost’a gideler aldanup da kalmayalar
Sekiz uçmak bezeklerin huri gılman ve köşklerin
Arz ideler aşıklara hergiz nazar kılmayalar
Aşıkların maşuk ile candan öte esrarını
Şol sır içinde sırrını feriştehler bilmeyeler
Aşıklar Dost didarını kanda baksalar göreler
Musa gibi munacata Tur’u tayin etmeyeler
Tur ne hacet aşıklara çün her yerde maşuk bile
Daim münacat edeler bir dem ayrı olmayalar
Vahdet-i sırra erenler ol Dost ile dost olanlar
Ol denizde gark olanlar ad ü sana gelmeyeler
Eşrefoğlu rumi sende aşk içinde mahvola gör
Ta ki sende senliğinden zerre gübar bulmayalar
Eski Yarem Şiiri
Eski yarem var idi yürekte açıldı yine
Yer yüzüne kanlı yaşım yine saçıldı yine
Yüreğimin şerha şerha yareleri bitmedi
Noldu yine noldu yine yare açıldı yine
Yine ayın yenisidir deliliğim depreşir
Akl u fikrim konağından yine içildi yine
Tevbe vermiş idi zahid aşk şarabın içmeyem
Sındı tevbem dolu dolu yine içildi yine
Dediler idi bana kim aşk kitabın okuma
Fala bakayım dedim ol sayfa açıldı yine
Terziye ısmarladım Rumi’ye zahid donu biç
Tutmadı sözümü aşık donu biçildi yine
Kim ki Dost Yolunda Şiiri
Kim ki Dost yolunda terk-i can ider
Dost ana didarını ihsan ider
Kim bu fani dünyayı terk eylese
Dost ebed mülke anı sultan ider
Dost için nefse murad vermeyene
Dost sekiz uçmağını erzan ider
Dost elinden cam-ı aşkı nuş iden
Sırr-ı maşuku nite pinhan ider
Akıbet Mansurleyin esrük delü
Ol “Enelhak” darını seyran ider
Can verenler kan baha didar alur
Sanma bu pazarı her bican ider
Eşrefoğlu Rumi can terk ideli
Her nefes Dost iline cevlan ider
Yine Bu Dertli Gönül Şiiri
Yine bu dertli gönül
Kaynadı taşa geldi
Aşk denizinin mevci
Başımdan aşa geldi
Sabrım kararım gitti
Aşk sırrımı faş etti
Ben dahi diyem şunu
Kim garib başa geldi
Ol benim gönlüm alan
Canıma canan olan
Hem beni deli kılan
Önüme düşe geldi
Ansızın olımazam
Buldum ayrılamazam
Ansız bu aklım bilmem
Tedbirim şaşa geldi
Siz şöyle sanmanuz kim
Ben şimdi aşık oldum
Canım ezel gününde
Aşka ulaşa geldi
“Kalü bela” denmeden
“Elest”den ileriden
Türlü mihnete aşık
Anda dolaşa geldi
Şol ben aşıkım diyen
Ol yalan dava kılan
Nefse dileğin veren
Bana temaşa geldi
Aşık hu nefse yagı
Nefsin kovarın sağı
Nefs ile aşık canı
Bunda savaşa geldi
Derd ü bela gözgüsün
Gözlerken dünün günün
Dost yüzüne can gözü
Ansızın tuşa geldi
Gerçi kim nihan geldi
Can gözü iyan gördü
Münkir münafık sandı
Ta’birli düşe geldi
Eşrefoğlu Rumi’nin
Varlığı hepsi senin
Her ne kim senden geldi
Canıma hoşa geldi
Koyup Ağyarı Şiiri
Koyup ağyarı sen gel yarı gözle
Gönül verme fenaya varı gözle
Cihanda lokma için gussa çekme
Yedirme nefsine murdarı gözle
Kanaat zenciriyle nefsin itin
Ki bağla yırtmasın deyyarı gözle
Gurab-ı nefse uyup cife koma
Bulup can bülbülün gülzarı gözle
Bu taşra halk ile pazarı terk et
Gönül şehrine gir esrarı gözle
Sakın Bağdad’ını uğrulamasın
Heva ile bu nefs ayyarı gözle
Ezelden Hak ile vade edüp sen
Hakk’a tap gayrı ko ikrarı gözle
Derip devşirme koyup gideceksin
Ne aldı gitti gidenleri gözle
Be derbendi geç Eşrefoğlu Rumi
Eriş kafileye saları gözle
Durugel karüban göçtü uyuma
Yabanda kaldı usanları gözle
Ey Allahım Şiiri
Ey Allahım beni senden ayırma
Beni senin didarından ayırma
Seni sevmek benim dinim imanım
İlahi dini imandan ayırma
Sararıben solup döndüm hazana
İlahi hazanımı daldan ayırma
Şeyhim güldür ben anın yaprağıyam
İlahi yaprağım gülden ayırma
Ben ol Dost bahçesinin bülbülüyem
İlahi bülbülüm gülden ayırma
Balığın canını suda dediler
İlahi balığım gölden ayırma
Eşrefoğlu senin kemter kulundur
İlahi kulu sultandan ayırma
Cem’ Olmuş Dervişleri Şiiri
Cem’ olmuş dervişleri
Pirim Abdülkadir’in
Yolunda sadıkları
Pirim Abdülkadir’in
Elim verdim eline
Kurban olam diline
Canlar feda yoluna
Pirim Abdülkadir’in
Arısının balıyım
Bahçesinin gülüyüm
Bağının bülbülüyüm
Pirim Abdülkadir’in
İnkar eden ol eri
Mürşit eder şeytanı
Aslıdürür Geylani
Pirim Abdülkadir’in
Sana direm hey kişi
Kalpten çıkar teşvişi
Oda yanmaz derivişi
Pirim Abdülkadir’in
Evliyalar rehberi
Hakkın sırra mazharı
Başında kudret gülü
Pirim Abdülkadir’in
Hak katında uludur
İki cihan doludur
Eşrefoğlu kuludur
Pirim Abdülkadir’in
Adı Aşk Şiiri
Cihanı hiçe satmaktır adı aşk
Döküp varlığı gitmektir adı aşk
Elinde sükkeri ayruğa sunup
Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk
Belâ yağmur gibi gökten yağarsa
Bâşını âna tutmaktır adı aşk
Bu âlem sanki oddan bir denizdir
Âna kendini atmaktır adı aşk
Var Eşrefoğlu Rumî bil hakikat
Vücûdu fâni etmektir adı aşk
Bu Dervişlik Yoluna Şiiri
Bu dervişlik yoluna
Sıdk ile gelen gelsin
Hak’tan özge ne ki var
Gönlünden silen gelsin
Dervişlik dedikleri
Nihayetsiz denizdir
Bu payansız denizin
Mevcini duyan gelsin
Dervişlik dedikleri
Bir tükenmez kan olur
Has u am kul u sultan
Bu kandan alan gelsin
Derviş dolu nur doğar
Her lahza göğe ağar
Ben diyem doğru haber
Canına kıyan gelsin
Dervişin gözü açık
Dün ü güni uyanık
Bu söze Tanrım tanık
Bakmadan gören gelsin
Dervişin kulağı sak
Hak’tan alır ol sebak
Deprenmeden dil dudak
Sözü işiten gelsin
Dervişin kolu uzun
Çıkarır münkir gözün
Şarktan garba düpdüzün
Sonmadık iren gelsin
Dervişler Hakk’ın dostu
Canları ezel mesti
Aşk şem’ini yaktılar
Pervane olan gelsin
Bu Eşrefoğlu Rumi
Dervişliğe geleli
Nefsindendir çektiği
Nefsin öldüren gelsin