SÜMBÜLZADE VEHBİ’NİN GAZELLERİ
Divan Edebiyatı şairlerinden olan Sümbülzade Vehbi, “rücu” şiirleriyle de ayrı bir ün yapmıştı. Bir gün padişah Vehbi’yi yanına çağırır ve “Bana öyle bir şiir yaz ki ilk mısrayı okuyunca içimden seni öldürmek, ikinciyi okuyunca ödüllendirmek gelsin” der ve ortaya şöyle bir şiir çıkar!
Azm-ü hamam edelim,sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu,rahat etsin cism-ü can..
Lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü,hatem-i zer drahşan..
***
Eğil eğil sokayım,iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kahkülüne nevcivan..
***
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan..
***
Salınarak giderken arkandan ben sokam,
Ard eteğin beline,olmasın çamur aman..
***
Kulaklarından tutam,dibine kadar sokam,
Sahtiyandan çizmeyi,olasın yola revan..
***
Öyle bir sokayım ki,kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına,hançerimi nagehan..
***
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeterki sen kulundan lokum iste her zaman..
***
Herkeze vermektesin,birde bana versene
Avuç avuç altını,olsun kulun şaduman..
***
Sen her zaman gelesin,ben Vehbi’ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümüsselam…
GAZEL 1
Ne temâşâ-yı gül ü ne çemen ister âşık
Sînede bir meh-i gül-pîrehen ister âşık
Var dimâğında şemîm-i hat-ı anber-bûyun
Sanma kim nâfe-i müşk-i Hotan ister âşık
Olmuş üftâde-i çâh-ı zekânın bî-çâre
Uzatıp zülfüne destin resen ister âşık
Zerd olup gitmededir çehresi altun gibi kim
Nakd-i cân vermeğe bir sîm-ten ister âşık
Şi’r-i Vehbî diyerek sana gazel arz etmiş
O nezâketle lebinden sühan ister âşık
Târîh-i Vilâdet-i Hibetu'llâh Sultân Kerîme-i Mükerreme-i Ân Şehenşâh-ı Cihân
(fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilün) [Kaside]
Mustafâ Hân-ı cihânbân-ı mu'allâ-şân kim
Kadr ü şevketle odur mefhar-i Âl-i 'Osmân
Ol şehenşâh-ı felek-câh-ı himem-fermânın
Çâker-i dergehidir cümle selâtîn-i cihân
Zâtıdır mihr-i cihân-tâb-ı sipihr-i şâhî
Nesl-i vâlâsı dahi nür-i cemâl-i ekvân
Hamdü li'llâh o sipihr-i himem ü şevketden
Kıldı bir kevkeb-i dürrî-i mu'allâ leme'ân
Şübhesiz mevhibe-i Hazret-i Sünhânî'dir
Hibetu'llâh ile mevsûme olursa şâyân
Müjdecidir niçe şehzâdelerin makdemine
Hele âfâka safâ geldi o mihr-i rahşân
Niçe evlâd-ı kirâmî-güheriyle böyle
Müstedâm eylesin ol şâhı Hudâ-yı Mennân
Vehbiyâ cevher-i târîhini neşr et yoluna
Makdem-i hayr ile geldi Hibetu'llâh Sultân
İBTİDÂ REDİFLİ GAZEL
( mef'ülü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün)
Ol şâh-ı hüsne bu dil-i dîvâne ibtidâ
Çıkdı tazallüm etmege dîvâna ibtidâ
Gülden varak varak sabak aldı hezârımız
Etdi edeble ders-i Gülistân'a ibtidâ
Dem-sâzî-i nevâ-yı cihân-sûz-ı 'ışk ile
Nây-ı kalem de eyledi efgâna ibtidâ
Evvel edâ-yı şükrü görülsün bu ni'metin
Etmek revâ mı besmelesiz hâna ibtidâ
Vehbî bu 'arsanın niçe çâpük-süvârı var
Çıkma semend-ı tab' ile meydâna ibtidâ
SABA REDİFLİ GAZEL
( fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilün)
Her seher rûşen eder çeşm-i dil-i zârı sabâ
Getirip bâd-ı hevâ hâk-i reh-i yârı sabâ
Bûy-ı gülden kafes-i bülbülü koymaz hâlî
Künc-i hasretde unutmaz o giriftârı sabâ
Henüz açılmadı bir kimseye ol gonce-lebim
Dahi şemm eylemedi bu gül-i ruhsârı sabâ
Bulsa Çîn'e götürür semme-i zülf-i siyehin
Terbiyet etmek içün nâfe-i Tâtâr'ı sabâ
Turrası sünbüle de beste-i zencîr ister
Veehbiyâ kılma nevâ-sencî-i eş'ârı sabâ
SANA REDİFLİ GAZEL
( fa'ilâtün / fa'ilâtün / fa'ilâtün / fâ'ilün)
Mest-i nâzım sıklet-i bûs u kenâr etmem sana
Bezm-i âyşı mâye-i renc-i humâr etmem sana
Seng-i âzârınla mînâ-yı dilim etdin şikest
Bilmiş ol ancak a zâlim inkisâr etmem sana
Teşne-leb kalsam da bu gülşende ey ebrû-siyeh
Lâle-veş 'arz-ı derûn-ı dâg-dâr etmem sana
Ey felek bîhûde gösterme hamîde kaddini
Minnetim yok kıl kadar teklîf-i bâr etmem sana
Feyz-i Hak gibi degildir hâside dersem nola
Vehbîyim Vehbî nice ben iftihâr etmem sana
OLMASA REDİFLİ GAZEL
( mef'ûlü / fâilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün)
Vermezdi bûs-ı la'l-i lebin sâgar olmasa
Nukle vesîle nûş-ı mey-i ahmer olmasa
Kâr eylemezdi zahmı reg-i câna dem-be-dem
Hûn-rîz çeşminin müjesi neşter olmasa
Etmeszdi çâk pîreheni zîr-i nâfa dek
Elbette çâk çâk olacak bir yer olmasa
Koçmak olurdu belki belin ol sitemgerin
Böyle miyânede hatar-ı hancer olmasa
Gelmezdi keyfimiz hele bir türlü Vehbiyâ
Bezm-i cihânda bâde ile dilber olmasa