Sultan V. Mehmed Reşad’ın Çanakkale Gazeli
Manzûme-i Garrâ-i Hazret-i Hilâfet-penâhî
Savlet etmişdi Çanakkal‘aya bahr ü berden
Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden
Lâkin imdâd-ı ilâhî yetişip ordumuza
Oldu her bir neferi kal‘a-i pûlâd-beden
Asker evlâdlarımın pîşgeh-i azminde
Aczini eyledi idrâk nihâyet düşmen
Kadr ü haysiyyeti pâmâl olarak etdi firâr
Kalb-i İslâma nüfûz etmeğe gelmiş-iken
Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle duâ
Mülk-i İslâmı Hudâ eyleye dâim me’men
Gazelin Nesre Çevirisi:
(Müslümanların güçlü iki düşmanı birleşerek denizden ve karadan Çanakkale’ye saldırmıştı.
Fakat Allah’ın yardımı ordumuza yetişti ve askerlerimiz çelik bedenli birer kale oldu.
En sonunda, asker evlâtlarımın azmi karşısında düşman âcizliğini anladı.
[Düşman askeri] İslâm’ın kalbini (İstanbul’u) ele geçirmeye gelmişken şerefini ayaklar altına alarak kaçtı.
Reşad! Şükür secdesine kapan ve Allah’ın İslâm ülkelerini daima güvenli kılması için dua et.)
Sultan Reşad bu gazelde; Müslümanların kuvvetli ve ezelî iki düşmanı İngiltere’yle Fransa’nın karadan ve denizden Çanakkale Boğazı’na hücum ettiğini, fakat Allah’ın yardımı ve Türk askerinin olağanüstü mücadele ve mücahedesi karşısında amaçlarına ulaşamadıklarını belirtir. Devamında, kahraman ordumuzun azmi karşısında, İstanbul’u ele geçirmek isteyen düşmanın âcizliğini anlayarak ve haysiyetlerini ayaklar altına alarak kaçıp gittiğini ifade eder.
En sonda da Allah’ın Türk yurdunu sonsuza değin güvenli bir yer kılması için dua eder.
“Bu samimi şiir her şeyden önce çok sâde ve basittir… Yek-âhenk ve yek-âvâz diyebileceğimiz gazel, bir plana bağlı olduğundan içinde düşünce ve kelime tekrarı yoktur. Bu itibarla bir sehl-i mümteni örneği sayılabilecek değerdedir.”
ÇANAKKALE RUHU
Çanakkale Savaşı, 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına yaklaşırken 1915- 1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadasında Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. Tarihin en kanlı bölümü olarak bilinir. Türk’ün sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır.
Cihan tarihinin en azametli harplerinden biri olan Çanakkale muhârebeleri, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi üç büyük devletin buraya yığdığı en modern zırhlılar ve üç yüz bin kişiden ziyâde askere rağmen başarımızla sonuçlanmıştır. “Savaş büyük fedakârlık, yokluk ve zorluklar içinde kazanıldı” Yedi düvele karşı yokluklar içinde harp ettik!
Bugün, bu kutsal topraklarda hürriyet içerisinde yaşıyor, ibadetlerimizi yapabiliyorsak, bu, binlerce vatan evladının akıttığı kan ve vatan uğruna verdiği canlar sayesindedir. Bunu hiç bir zaman unutmamalıyız. İşte bunlardan birisi de tarihin en kanlı savaşlarından biri olan yüce Türk milletinin var veya yok olma savaşı olan Çanakkale Savaşları ve Çanakkale Zaferi’dir.
Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir.
Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kaynağı oldu.
“BEN SİZE TAARRUZU EMRETMİYORUM, ÖLMEYİ EMREDİYORUM”
Çanakkale Savaşı Türk tarihine altın harflerle yazılan bir savaştır. Türk milleti Çanakkale Savaşı’nda çok sayıda insanını kaybetmiştir. Ancak büyük bir kahramanlık gösterip ordu değil millet olarak savaşıp hem toprak bütünlüğünü sağlamış hem de büyük bir zafer elde etmiştir. Çanakkale Savaşı’nın zorlu şartlarda kazanılması ile tüm dünyaya ders verir nitelikte bir zafer kazanılmıştır.
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan savaşlara birer örnektir.
Başta Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden kahramanları, canlarıyla kanlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.