Başarı Hikayeleri: Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. (daha&helliip;)
Bilgelik Hikayeleri: Bir gün dervişin biri, bir köyün mezarlığı yanından geçerken bir şey dikkatini çekmiş. Mezarlıktaki bütün mezarların üzerindeki taşlarda ‘Beş yıl yaşadı’, ‘Üç yıl yaşadı’, “Sekiz yıl yaşadı” gibi yazılar görmüş.
Köye varmış. Köylüler dervişi köy odasında misafir etmiş. Yemek yenilip sohbet başlayınca derviş köyün ileri gelenlerine sormuş: (daha&helliip;)
Hikaye: Kör sağır ve dilsiz doğdu. Fakat insanlık tarihine bir dilenci olarak değil, çok iyi bir felsefeci olarak geçti. Başlangıçta göremiyordu, konuşamıyordu, duyamıyordu. Ama bütün bunların üstesinden gelmeyi başardı. Ve bir gün şöyle dedi:
“Bazen kendi kendime: ‘Dünyada herkes senede iki gün görme ve işitme duyularından mahrum kalsa, ne iyi olurdu,’ diye düşünürüm. O zaman onlar karanlıkta görme kabiliyetlerine daha çok değer vermeyi, sessizlikte seslerin verdiği zevki daha iyi duyabilmeyi öğrenebilirlerdi.” (daha&helliip;)
Bilgelik Hikayeleri; O, yoksul bir taşçıydı. Her gün kayaları parçalıyordu. İşi çok ağırdı. Ama çok az aylık alıyordu. Bu yüzden hayatından hiç memnun değildi. “Ben başkalarından daha çok çalışıyorum” diye düşünüyordu, “Benim işim onlarınkinden ağır ve ben onlardan daha az kazanıyorum. Zengin olmak istiyorum. Biraz dinlenirim ve güzel elbiselerim olur.” O anda gökten bir melek indi. Ona, “zengin olacaksın, güzel elbiselerin olacak” dedi. Taşçı, hemen zengin oluverdi. Artık onun da güzel elbiseleri vardı ve bir iş yapmak zorunda da değildi. (daha&helliip;)
Hikaye; Bir tüccar panayırda iyi alışveriş yapmış. Elindeki malların hepsini satmış. Para kemerini altınla, gümüşle sucuk gibi şişirmiş. Gece bastırmadan evine dönmek istiyormuş. Para dolu heybesini atın sırtına koymuş, yola çıkmış. Öğle üzeri bir kentte mola vermiş. Yine yola koyulacağı sırada uşağı hayvanı getirmiş: Hikaye
– Bey, demiş, sol arka ayağın nalından bir çivi noksan! (daha&helliip;)
Çok zengin bir köylüydü, ama cimriliğiyle meşhurdu. Dolmuş parası vermemek için Yürüyerek, ayakkabıları eskimesin diye de, yalın ayak kasabaya giderdi.
Kahvede kolay kolay oturmaz; bir daha ki sefere o ısmarlamak zorunda kalabilir diye, kimsenin çayını içmezdi. Kimseye sadaka vermez, dilencileri yanından kovardı. Kısaca kesesi çok zengin, yüreği çok fakir bir adamdı. O gün kasabanın pazarıydı. Çok sıcak bir gündü. Fakir bir adam onun yanına yaklaştı: (daha&helliip;)
Hikaye; Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile. Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep.. “Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu… (daha&helliip;)
Bilgelik Hikayesi: Çok gururlu bir savaşçı bir gün bilgeyi ziyarete geldi. Savaşçı çok meşhurdu, ama bilgenin cemal ve celali karşısında aşağılık duygusuna kapılıyordu.”
Neden kendimi aşağı hissediyorum?” diye bu duygusunu bilgeye açtı.
“Birkaç dakika önce her şey çok güzeldi, ama sizin huzurunuza gelince aniden kendimi aşağı hissettim. Bunu daha önce hiç hissetmedim. Defalarca ölümle karşı karşıya geldim ve hiç korkmadım. Neden şimdi korkuyorum?” Bilge şöyle karşılık verdi: (daha&helliip;)
Bilgelik Hikayesi: Genç adam antika merakıyla Anadolu’nun en ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği malları yok pahasına satın alarak yolunu buluyordu. Kış kıyamet demeden sürdürdüğü seyahatler sırasında başına gelmeyen kalmamış gibiydi. Fakat, bu seferki hepsinden farklı görünüyordu. Yolları kapatan kar yüzünden arabasını terk etmiş ve yoğun tipi altında donmak üzereyken, bir ihtiyar tarafından bulunup onun kulübesine davet edilmişti. Yaşlı adam antikacının yürümesine yardım ederken: (daha&helliip;)
Başarı Öyküleri; “Vaktin birinde padişahın biri bir rüya görmüş. Rüyada denizin dibinde geziniyormuş. Uzakta dev bir karaltı fark etmiş. Karaltı ona seslenmiş; “Yaklaş ve beni gör. Benim mahiyetimi kavrarsan saadetin en büyüğüne ulaşacaksın.” Padişah tam yaklaşmaya karar vermiş ki o anda uyanmış.(daha&helliip;)
Gerçekten çok güzel bir hikaye, okurken hem ders veriyor, hem de verdiği öğütle okuyucuyu oldukça duygulandırıyor. Ayrıca kısa hikaye okumayı sevenler için, okuduğunuzda gerçekten sizin için zaman kaybı olmayacak, iyiki okumuşun diyeceğiniz eğitici ve kısa ve öz bir hikayedir.Her yaştan okuyucunun severek okuyacağı düşündüren ve eğitici bir hikayedir. (daha&helliip;)
Hikaye; Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve ‘Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak’ diyerek rest çekti.(daha&helliip;)