You are currently viewing Aşk Hikayesi; Karasevda
  • Post comments:0 Yorum

Aşk Hikayesi; Karasevda

Aşk Hikayesi Oku; Aşkın ne yaman bir ateş olduğunu tadanlar bilir. Gerçek aşk ise, Yaradanına ulaştıran bir merdivendir.

Ruh ordusunun başı gönüller sultanı Mevlana’ya aşkın tarifini soranlara, “Benim gibi ol da gör” der…

Her şeyin fersudeleştiği günümüzde, aşk ve meşklerde yerini cinselliğe doyumsuz bir hedonizme bırakmıştır. Gül dikeninden, diken gülünden şikayetçidir.

Bizim neslin insanının çoğu; kara kaşlı, ela gözlü, lepiska saçlı sevgilisine gönlünü pek açamaz; hicranını, ızdırabını, sevgisini gönlüne gömerdi. Dahası da çeşitli nedenlerle kavuşamadığı gönül yaresi karasevdaya dönüşür, arkasından ölüm gelirdi.

Kahramanımız büyük bestekar Şevki Bey’i de Nâtüvan Hanım’a olan aşkı yıkmıştı.

Hayatı hakkında pek az şey bildiğimiz Şevki Bey, 1860’da İstanbul’un Fatih semtinde dünyaya gelmiştir. Öğrenimi ortaokulu aşmayan Şevki Bey, küçük yaşta iken Müzika-i Hümayun’a alınmıştı. Saray faslı topluluğunda hanendelik yapmış; güzel sesi gibi, kibar tavırları ile de büyük bir ilgi toplamıştır.

Ünlü besteci bir süre sonra saray hayatından sıkılarak, ayrılmak hatta kaçmak ister. İstanbul gümrüğüne girer, çalışmaya başlar. Bu sırada yirmidört yaşındadır; seçkinlerin tanıdığı, halkın çok sevdiği bir besteci olmayı başarmıştır.

Saraydan ayırlan Şevki Bey ne yazık ki içkiye alışır, artık her gece meyhanelerden çıkmaz olur.

Çok kolay beste yapan bestekarımız, her gün yeni bir aşkın acısını, kadehindeki içkiyle birlikte yudumlarken, besteler arka arkasına sıralanırdı. Dostların sıcaklığı, içkisinin ateşi, aşklarının yangını, onun için çok sayıda beste yapmasına neden olmuştur.

Şevki Bey’de aşk kelimesinin tam anlamı hicrandır, ayrılıktır, ıstıraptır. Şarkılarında renk ise sonbahar gibi sapsarıdır. Gül bahçelerinin perişan halini, gezip eğlenmenin hayal olduğunu, güllerin sararıp solduğunu, bülbüllerin sustuğunu, kuvvetli kış günlerinin giderek yaklaştığını anlatan eseri (şarkıları) onu adeta ölümsüzleştirir.

“Gülzâra (gülbahçesi) nazar kıldım, virane misal olmuş

Seyrân-ı sefalar hep bir hab ü (uyku, rüya) hayal olmuş

Güller sararıp solmuş, bübülleri lâl (dilsiz) olmuş

Gam mevsimidir şimdi, zevk, emr-i muhal (olmaz) olmuş

Sabret, geliro demler ki ehl-i sefânındır.”

Çok içen, çok içtiği içinde Eminönü Balık Pazarındaki Bedros Efendi’nin Meyhanesinden çıkmayan Şevki Bey’in âşık olduğu, belkide en içten, en gönülen bağlandığı kadın Nâtüvan Hanım’dı.

Beylerbeyi’de Eczacı Hacip Efendi’nin kızı olan Nâtüvan Hanım için yanıp tutuşan Şevki Bey, içindeki bu ateşi küllendirememiş. Hacip Bey yakın dostu olduğu için  de ona da, Nâtüvan’a da açılamamış; gönül yarasını  şarkılara taşımıştır:

“Dil yâresini andıracak yâre bulunmaz

Dünyada, gönül yâresine çare bulunmaz.

Her derdin olur çaresi, meşhur meseldir

Dünya da gönül yâresine çare bulunmaz.

Kış geldi, firak (ayrılık) açmadadır sineme yâre

Vuslat yine mi kaldı güzel, başka bahâre

Bari bulayım, söyle de sen derdime çare

Vuslat yine mi kaldı güzel, başka bahâre”

211 şarkıyla gönülleriimize taht kuran Şevki Bey; biraz içki, aşırı hassasiyet, sayısız aşk acısı ve özellikle duygularını açıklayamadığı dostu Hacip Bey’in kızı Nâtüvan Hanım’a olan aşkı yüzünden yıkıldı.

Bu büyük besteci, henüz otuz bir yaşında iken kalp krizi sonucu hayata veda etmiştir….

Özel notlar:

Karasevda ne demek:  

Cevap: Aşkların en büyüğünü ifade etmek için kullanılır

Fersude ne demek: 

Cevap: Virane, Harap, Yıpranmış, Bitkin, Solgun, Yıpranmış Kağıt

Hedonizm ne demek :

Cevap: En üstün iyiliğin haz olduğunu ileri süren aristippos’un öğretisi, Bir çeşit felsefi akım

Istırap ne demek:

Cevap: Sıkıntı, sürekli yorgunluk, meşakkat ve mihnet

Hanende ne demek:  

Cevap: Şarkı söylemeyi meslek edinmiş kimse, şarkıcı, okuyucu

Hicran ne demek:

Cevap: Aşkla yanan ateş, ateşten gelen hüzün

Aşk Hikayeleri Hakkında

Aşk, kalbin nefes kesercesine hızla atması…  Her saniye yalnızca onu düşünmek… Ellerin titremesi, terlemesi… Bedende kelebeklerin uçuşması hali… Nedensiz yere gülümsemeler ve bazen de ağlama krizleridir…

İnsanın var olması ile birlikte başlar aşkın öyküsü. Gerçeğini yaşamak herkese kısmet olmayan, insan hayatındaki en yüce duygulardan biri olan aşk, kalbe girdiği anda insanın kimyasını değiştiren bir sanattır, var oluş ile yok oluş arasındaki ince bir çizgidir. Ne zaman geleceği hiç belli olmayan, insan hayatının en önemli deneyimidir. Aşk insanda özgürce sevebilme duygusunu uyandırır. Egolardan sıyrılıp karşındakini olduğu gibi kabul etme ve sevebilme sanatıdır.

Aşk hiç düşünmediğiniz zaman kapınızı çalabilir ve sizden izin istemez; kalbinizin bir köşesine oturur.

Dünyanın en büyük aşk hikayelerinin çoğu ilk görüşte başlar; bir de sevgileri zaman içinde çiçeklenenler vardır… Kimi ilişkilerin dinamiği yoğun ve çok güçlü bir sevgi ile şekillenir. Kimi ise birbirini sığınak olarak gören iki kişinin kurduğu sade bir hayatta yeşillenir. Bazı aşklarsa sürekli bir desteği ve cesareti beraberinde getirir. Her biri efsaneleşir ve asla unutulmaz.

Bir cevap yazın