You are currently viewing Nazım Hikmet Hikayelerinden; “Ahmet’in Cesareti”
  • Post comments:0 Yorum

Nazım Hikmet Hikayelerinden; “Ahmet’in Cesareti”

Nazım Hikmet Hikayeleri; Ahmet babasıyla beraber dolaşmaya çıktı.

– Baba, dedi Ahmet, ben avcı olacağım. Benim tüfeğim olacak. Kaplanların, gergedanların üstüne ateş edeceğim. Bum… Bum … Bum …

– Ya? dedi babası.

– Yok, hayır, dedi Ahmet, daha iyisi ben kaptan olacağım.

Kocaman, kocaman bir geminin kaptanı olacağım, baba … Fırtına çıkacak. Herkes korkacak. Yalnız ben korkmayacağım. Kaptan köprüsüne çıkacağım. Kumanda vereceğim. Dört yanda dalgalar, dalgalar, dalgalar…

Ahmet, birdenbire gökyüzüne baktı. Bir tayyare gördü :

– Yok, hayır, dedi Ahmet, ben tayyareci olacağım. Yüksekle­re, yükseklere  uçacağım, baba. Ayşe ile Fatma bana aşağıdan bakacaklar. Ağızlarının suyu akacak.

– Ya? .. dedi babası. Öyleyse haydi eve gidelim. Evin damını tamir edelim.

Ahmet’le babası eve geldiler. Baba dedi ki :

– Haydi Ahmet, şu merdiveni al dama- çık.

Ahmet merdivene koştu. Merdiveni damın üstüne dayalı buldu. Merdivenin birinci basamağına ayağını attı. Birdenbire durdu, düşündü :. “Ya merdiven kırılırsa?”

Babası bağırdı :

– Haydi Ahmet, çıksana!..

Ahmet merdivene baktı. Dama baktı. Yine merdivene baktı, dedi ki :

– Baba… Ben… Daha iyisi yarın dama çıkarım, baba.

Gördünüz mü hele bir Ahmet’in cesurluğunu…

Nazım Hikmet

(Nakleden: Seniha İlhan 1 Çocuklara Mavi Kitap, l931, ss.8-10)

Nazım Hikmet Hakında Bilgi

Türk şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı olan Nazım Hikmet, kusurları ve güzellikleriyle baştan aşağı hayatı seven ve ‘’yaşamak güzel şey be kardeşim’’ diyen yazarımızdır.

(15 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963), “Romantik komünist” ve “romantik devrimci” olarak tanımlanır. Siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır.

Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır. İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır. Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.

Nâzım şairlikle 11 yaşında, 1913 senesinde tanışır.  İlk şiiri, ‘’Feryad-ı Vatan’’ dır. Asım Bezirci, Nâzım’ı anlattığı kitabında şöyle söylüyor: ‘’Defterindeki ilk şiiri 20 Haziran 1329 (3 Temmuz 1913) tarihini taşır. ‘Feryâd-ı Vatan’ başlıklı bu şiiri Nâzım Hikmet on bir yaşında iken yazmıştır. Balkan Savaşı’nda Osmanlıların yenik düşmesi ve düşmanların Çatalca’ya kadar gelmesi üzerine kaleme alınan şiirde şairin bundan duyduğu derin üzüntü ile çok sevdiği yurdunu kurtarma istek ve umudu yansıtılmaktadır. Fakat, kendisinin açıklamasına göre, ilk yazdığı şiir ‘Yangın’dır. Bu şiiri, evlerinin karşısındaki bir binada çıkan yangın üzerine 6 Kânûn-ı evvel 1330 (19 Aralık 1914) tarihinde kaleme almıştır.  1920 senesinde ‘’Alemdar’’ gazetesinin açtığı bir yarışmaya katılır ve seçici kurulda önemli isimlerin olduğu bu yarışmayı birincilikle kazanır. Faruk Nafiz, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon şairden övgüyle söz eder. Nâzım fevkalade üretken bir şair olarak serbest ölçüyü sürdürür, ayrıca sosyal gerçeklikleri ele alarak muhtevada da dikkat çekici bir şiir inşa eder. Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) basıldıktan sonra Darülbedayi’de (İstanbul Şehir Tiyatrosu) de sahnelenir. Gece Gelen Telgraf adlı şiir kitabının da 1933’te yayımlanmasıyla hapse girer.

Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nazım Hikmet, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı.

Mezarı Moskova’da bulunmaktadır.

Bir cevap yazın