You are currently viewing 97 Yıldır Saklanan Şehit Mektubu
  • Post comments:0 Yorum

97 Yıldır Saklanan Şehit Mektubu

Yalıhüyük’lü Hacı Ali Oğlu Hoca Zade lakaplı şehit olan İbrahim’in 1915 yılında Vatani görevini Çanakkale’de yaparken Ahırlı ilçesi kayacık köyündeki eniştesi Mehmet Efendi’ye gönderdiği Miladı 1915 tarihli 97 yıllık mektubu  torunu Hasan Aktürk tarafından Yalıhüyüklü yetkililere ulaştırılarak, Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde okundu.

97 yıl önce Çanakkale’de şehit olmadan önce Yalıhüyük’e gönderilmiş şehit mektubunu Yalıhüyük’ün Kurucu Belediye Başkanı Hayrullah Uçar Osmanlıca Olan Mektubu Türkçeleştirerek okudu, Çanakkale Destanı’ndan örnekler verdi.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 99. yılı dolayısıyla Yalıhüyük’te düzenlenen programda mektubun Osmanlıca halini Türkçeleştirerek program esnasında okuyan Hayrullah Uçar, salonun dolduranların gözlerinin yaşarmasına neden oldu.

“Faziletli üstadı Ekremin Eniştem  Efendim Hazretleri…

Minel gadim dergar olan Sıtkı hulus ve hususiyet üzere mahsusu selam  senalar olup, ol mübarek desti şerifleri bus edip elgate hamse akebinde duanı talep ederim.

Eylül 20 tarihli  bir mektubunu aldım. Derecesiz memnun oldum. Canabu hak sizleri de memnun eylesin amin veya mu’in..

Oltarafta halam hanımın iki ellerini bus edip hayır duasını talep ederim.

Ol tarafta yeğenim Mehmet efendinin gözlerinden bus ederim.

Yeğenim hanımların gözlerinden bus ederim.Hemşirem hanıma selam ederim.

Ol tarafta Ahmet efendinin Abdullah efendi canibi duruna selam ederim..Faziletli Musa efendinin yedi şerifini takbil ederim.

Hafız  efendi ve diğer komşuların cümlesine selam ederim.

Ol tarafta gözüm duru ciğer köşem, oğlum hacı efendi ve Osman ağa ve kerime hanımın gözlerinden bus ederim.Canibi tarafına selam ederim.

Biraderim Şakir 47. Alayın 1. taburu 3. bölükte 1. takımda ikimizin mesafesi birdir.

Fakat harçlığımızdan sual eder isen 1 Mahtır(ay) 3 adet mecidiye ödünç aldık anı harcandık.10 paralık tütünü 1 kuruşa alırız. Buna göre hesap et. Mecidin birini cüce Hasan’dan aldım. İkisini demirci Hacı Hafız Efendinin  Mehmet hocadan aldım.

Şayet Allah emrinde gidersem eda edin(ödeyin). Mehmet hocanın da parasını vermemiz  gerekli.

…. Acele harçlık göndermenizi rica ederim. Şimdiki halde kardeşim Şakir’de me’uz fakat şakir’in me’yuz olduğuna ben razı olmadığım gibi sizde razı olman.

Allah aşkına ol tarafta olan eşimiz evvel Allah sonra size emanet. Bir hizmetkar bulamazsan Camus’un birini sat, birini birinin yanına güdüver et. Cenabu Allah eyi yapar.

Ol tarafta faziletli hacı efendinin iki ellerinden buse edip hayır duasını talep ederim.

Faziletlü Hafız Edhem efendi ve hacı efendi ve Mehmet efendi  ve ihvanın cümlesine selam ederim. Baki dua.. 331 sene

Teşrini evvel

El mağlu kaim biraderin hoca zade İbrahim..

Mektup gönderecek olur isen 3. kolorduya mensup  16. fırka 125.Alay’ın  1. Taburunun 2. bölük 2. takımda 1. mangada

Konya’ya tabi Bozkır Kazasından Yalıhüyüklü Hoca Zade İbrahim  deyi tahrir edin.

İydi(Bayram) şerifiniz mübarek olsun

Bu da geçer yahuuu.. Delerde geçer…”

ÇANAKKALE RUHU

Çanakkale Savaşı, 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına yaklaşırken 1915- 1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadasında Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. Tarihin en kanlı bölümü olarak bilinir. Türk’ün sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır.

Cihan tarihinin en azametli harplerinden biri olan Çanakkale muhârebeleri, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi üç büyük devletin buraya yığdığı en modern zırhlılar ve üç yüz bin kişiden ziyâde askere rağmen başarımızla sonuçlanmıştır. “Savaş büyük fedakârlık, yokluk ve zorluklar içinde kazanıldı” Yedi düvele karşı yokluklar içinde harp ettik!

Bugün, bu kutsal topraklarda hürriyet içerisinde yaşıyor, ibadetlerimizi yapabiliyorsak, bu, binlerce vatan evladının akıttığı kan ve vatan uğruna verdiği canlar sayesindedir. Bunu hiç bir zaman unutmamalıyız. İşte bunlardan birisi de tarihin en kanlı savaşlarından biri olan yüce Türk milletinin var veya yok olma savaşı olan Çanakkale Savaşları ve Çanakkale Zaferi’dir.

Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir.

Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kaynağı oldu.

“BEN SİZE TAARRUZU EMRETMİYORUM, ÖLMEYİ EMREDİYORUM”

Çanakkale Savaşı Türk tarihine altın harflerle yazılan bir savaştır. Türk milleti Çanakkale Savaşı’nda çok sayıda insanını kaybetmiştir. Ancak büyük bir kahramanlık gösterip ordu değil millet olarak savaşıp hem toprak bütünlüğünü sağlamış hem de büyük bir zafer elde etmiştir. Çanakkale Savaşı’nın zorlu şartlarda kazanılması ile tüm dünyaya ders verir nitelikte bir zafer kazanılmıştır.

Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan savaşlara birer örnektir.

Başta Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden kahramanları, canlarıyla kanlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

ŞEHİT MEKTUPLARI

Şehitlerimiz, vatanımızı müdafaa etmek için canından geçen askerlerimizdir. Onlar yurdumuzu gözümüz arkada kalmadan emanet ettiğimiz neferlerimiz, başımızın tacı kınalı kuzularımızdır…

Onlar şehadet şerbetini içipte, Cennet-i A’laya göçünce, “Vatan Sağolsun” nidasını yankılandıran ulu canlarımızdır…

Ölümsüzlük sırrına eren gönüllerde yaşayan kahramanlarımız, şehitlerimiz, nedendir bilinmez ama bazen içinden birileri yada bir şeyler kulağına fısıldayıverir de yazarlar. Bilirler şehit olacaklarını. İşte bu şekildedir bir çok şehit mektubu. Sanki bilirler bugün, yarın belki de biraz daha uzun bir süre ama sonunda şehit olacaklarını. İçlerine doğar ve başlarlar yazmaya ailelerine, sevdiklerine, adeta içini dökercesine bazen uyarırcasına, bazen de umarsızca sadece yazarlar.

Bu mektuplar sadece ithaf edilen kişiye yazılmış gibi değildir çoğunlukla. Genelde herkese veya hepimize bir şeyler anlatırlar. Gözlerimizi yaşartarak, yüreklerimizi burkarak, hatırlatarak unuttuklarımızı korkutarak veya sevindirerek bize hepimize yazarlar. Okudukça imanlarımız tazelenir bazende düşmanlarımız korkar ama dostlarımız sevinir.

Anadolu’nun her karış toprağı, şehit kanlarıyla yıkanmış bir “şehitler diyarı” dır. Şehitlerimizin, olağanüstü kahramanlıkları kadar kıymetli hatıralarıda, tarihimizi şereflendiren “mektupları” dır. Mehmetçiğin harp esnasında yakınlarına yazıp da gönderdiği veya gönderemediği öylesine örnek mektuplar vardır ki, gerçekten insanın kalbini, hissiyatını, millî ve manevî duygularını inşiraha getirecek cinstendir.

Savaşların acımasızlığına inat, cepheden yazılan ve çoğu adresine ulaşamayan, belki de kendinden önce şehâdet haberinin gittiği; kan, gözyaşı, ateş ve barut kokusuna bulanmış, sevgi, hasret, ideal vazife şuuru, asalet ve duygu yüklü mektupları anlatmaya hangi kelimenin kudreti yeter ki? Şehit mektupları paha biçilmez değerini, gönüllerde saklanarak ve özündeki ideale sadık kalınarak ancak bulabilir.

Bir cevap yazın