You are currently viewing 57. Alay’ın Kahramanlık Hikâyesi 
  • Post comments:0 Yorum

57. Alay’ın Kahramanlık Hikâyesi

Çanakkale Kahramanları Anısına

57. Alay, Çanakkale Savaşı sırasında, 15 Nisan 1915’te Anzak Çıkarmasını durdurması ve verdiği büyük kayıplarla efsaneleşmiş bir alaydır.

57.Piyade Alayı, 19. Piyade Tümenine bağlı üç alaydan biridir. Tekirdağ’ın Yarkışla bölgesinde, 1 Şubat 1915 tarihinde kurulmuştur. Tarihimizin en şanlı birliği olan bu alayın başına kumandan olarak, kahraman Yarbay Hüseyin Avni Bey atanmıştır.

57. Alay, 25 Şubat 1915’te Çanakkale’de bulunan Eceabat’a getirilmiştir. Daha sonra yedek kuvvet olarak Bigali Köyü’ne geçmiş ve 24 Nisan 1915 tarihine kadar, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli olarak eğitime tabi tutulmuştur.

25 Nisan 1915 günü saat 02.45’de muharebe gemilerinin ve muhriplerinin korunmasında Türk kıyılarına yaklaşan Avustralya Tümeninin bir tugayını taşıyan çıkarım araçları, hesapta olmayan bir akıntı nedeniyle kuzeye sürüklenerek saat 04.30’da kumluk bir kıyı (Kabatepe Bölgesi) yerine, Arıburnu Bölgesi’ne çıkarma yaptı.

Tamamen kayalık olan bu bölgeyi 27. Türk Alayının 2. Taburu savunuyordu. Karaya çıkan düşman kuvvetlerini işte bu taburun yalnızca bir bölüğü karşıladı.

5. Ordu 19. İhtiyat Tümeni Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk), derhal harekete geçti. ..

57. Alay’ı bir dağ bataryasıyla güçlendirerek karşı taarruz için Arıburnu Bölgesi’ne yöneltti.

Eceabat Bölgesinde bulunan 27. Alayın büyük kısmını da, çıkarma bölgesine yönlendirdi.

5. Ordu Komutanı, 19. Tümen’in diğer alaylarının karşı taarruza katılmasını emredince, karşı taarruza geçildi…

Yapılan karşı taarruz sayesinde, kıyıda tutunmaya çalışan İngiliz ve Fransız kuvvetleri çekilmeye başladı. Ancak arkadan gelen taze kuvvetler ve deniz kuvvetlerinin etkili ateş desteği sayesinde “Kanlısırt batısı – Sivritepe -Merkeztepe Yükseksırt” hattında tutunmayı başardılar.

Dünyanın en etkili ateş gücüne sahip İngiliz ve Fransız ortak donanmasının, ortalığı hallaç pamuğuna çeviren cehennemi andıran bir ateşten sonra, düşman kara birlikleri saat 05.30’da Seddülbahir’e çıkmaya başladı (25 Nisan 1915).

İlk hedef olarak Alçıtepe seçilmişti: Bu tepeyi ele geçirmek istiyorlardı. Serçetepe, Kanlısırt ve Osmanlı ordularının tek ikmal yolu olan Şarapnel Vadisi, hem bizim açımızdan hem de düşman açısından son derece önemliydi. Her iki taraf da buralara sahip olmak istiyordu. Bu yüzden bölgede kanlı çarpışmalar oldu. Zaman zaman düşman birlikler birbirlerine birkaç metre mesafeye kadar yaklaştılar. Boğaz boğaza geldiler. Her iki taraftan da büyük zayiat verildi.

Özellikle İngiliz ve Fransız zayiatı, komutanlara, ”Yeni takviyeler gelmezse burada tutunamayacağız” diye feryat ettirecek kadar ağırdı.

27 Nisan 1915 günü saat 16.00 sıralarında, donanmanın ateş desteğiyle başlayan İngiliz taarruzu, Türk savunma mevzilerinin 700-800 metre ilerisinde Zığındere-Eskihisarlık hattında durduruldu.

Çıkarma Kuvvetleri Komutanlığı, askerlerimizin o bölgede güçsüz olduğu düşüncesiyle, taarruza kararlıydı. Bu kez hedef, Kitre olarak tespit edilmişti.

28 Nisan 1915 sabahı saat 08.00’de donanmanın desteği altında başlayan İngiliz-Fransız taarruzu, akşama kadar sürdü.

Ama karşı taarruzla püskürtüldüler. Düşman kuvvetlerinin zayiatı 3.000’i buldu.

Yarbay Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 57. Alayın, başta komutanlar olmak üzere, 628 kişilik mevcudunun tamamı, 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasındaki savaşlarda şehit oldu.

Bu kahramanların anısına o günden beri Türk Ordusu’nda 57. Alay bulunmamaktadır.

57.Alay şehitliği Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda Kanlısırt’ta bulunmaktadır.

İşte o kahramanlar, hala oradalar ve hala o tepeyi bekliyorlar!

ÇANAKKALE RUHU

Çanakkale Savaşı, 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına yaklaşırken 1915- 1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadasında Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. Tarihin en kanlı bölümü olarak bilinir. Türk’ün sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır.

Cihan tarihinin en azametli harplerinden biri olan Çanakkale muhârebeleri, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi üç büyük devletin buraya yığdığı en modern zırhlılar ve üç yüz bin kişiden ziyâde askere rağmen başarımızla sonuçlanmıştır. “Savaş büyük fedakârlık, yokluk ve zorluklar içinde kazanıldı” Yedi düvele karşı yokluklar içinde harp ettik!

Bugün, bu kutsal topraklarda hürriyet içerisinde yaşıyor, ibadetlerimizi yapabiliyorsak, bu, binlerce vatan evladının akıttığı kan ve vatan uğruna verdiği canlar sayesindedir. Bunu hiç bir zaman unutmamalıyız. İşte bunlardan birisi de tarihin en kanlı savaşlarından biri olan yüce Türk milletinin var veya yok olma savaşı olan Çanakkale Savaşları ve Çanakkale Zaferi’dir.

Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir.

Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kaynağı oldu.

“BEN SİZE TAARRUZU EMRETMİYORUM, ÖLMEYİ EMREDİYORUM”

Çanakkale Savaşı Türk tarihine altın harflerle yazılan bir savaştır. Türk milleti Çanakkale Savaşı’nda çok sayıda insanını kaybetmiştir. Ancak büyük bir kahramanlık gösterip ordu değil millet olarak savaşıp hem toprak bütünlüğünü sağlamış hem de büyük bir zafer elde etmiştir. Çanakkale Savaşı’nın zorlu şartlarda kazanılması ile tüm dünyaya ders verir nitelikte bir zafer kazanılmıştır.

Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan savaşlara birer örnektir.

Başta Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden kahramanları, canlarıyla kanlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Bir cevap yazın