You are currently viewing Bir Âşık Veysel Hikayesi
  • Post comments:0 Yorum

Bir Âşık Veysel Hikayesi

Aşık Veysel Şatıroğlu, 25 Ekim 1884 tarihinde, Ahmet ve Gülizar çiftinin çocuğu olarak, Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde doğdu. Veysel’in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında iken geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden önce sağ gözünü, daha sonra da geçirdiği talihsiz bir kaza sonucunda sol gözünü kaybetti.

Veysel, On yaşında iken babasının hediyesi olan bir saz sayesinde,  saz çalmaya başladı. Önceleri her âşık gibi “usta malı” deyişler çalıp söyledi.

Aşık Veysel, 1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer’in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı.

Aşık Veysel 20 yaşındayken, I. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine kardeşleri ve arkadaşları cepheye gidince, genç ozan yalnız kaldı. Bu süre içerisinde tek arkadaşı sazı olan ama şair, kendisini iyice müziğe verdi. Savaşın sona ermesinin ardından Esma adlı bir kadınla evlendirilen Veysel, bu evlilikten iki çocuk sahibi oldu. Fakat oğlu henüz on günlükken hayata gözerini yumdu. Esma’nın başka bir adama kaçmasının ardından henüz altı aylık kızı ile baş başa kalan Veysel, henüz çok genç yaşlardayken bu kızını da kaybetmenin acısını yaşadı.

Âşık Veysel’in eserlerinde Türkçe’si yalındır. Dili ustalıkla kullanmıştır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. 1973 yılında akciğer kanseri sonucunda hayatını kaybetti..

Okuyacağınız hikaye Kadim Ülker’in kaleme aldığı Âşık Veysel’in yaşamından bir kesittir.

Bir Âşık Veysel Hikayesi

Âşık Veysel’in kendisini terk etmiş ilk eşi Esme,  köy bakkalına alışveriş için gider. Bakkalda Âşık Veysel, Âşık Ali İzzet Özkan ve hem Sivrialan’ın hem de çevre köylerin ileri gelenleri oturmaktadır.

Muhabbette Âşık Ali İzzet Özkan ile Âşık Veysel diğer arkadaşlarıyla demlenir, sohbet eder. Esme, Âşık Veysel’i görmüştür, onun için de içeri girmeden, alışverişini işaretler aracılığıyla pencereden yapıp, evine dönmüştür.

Daha sonra Âşık Veysel bakkal Mustafa’ya “Meyvenin sebzenin iyisinden verseydin bari” der. Mustafa “Kimse alışveriş yapmadı” diyerek konuyu değiştirmeye çalışır. Âşık Veysel “Peki camdan alışveriş yapan kimdi o zaman” diye sorar.

Ortaköylü Tatığın Oğlu Ali Âşık Veysel’e “Şatıroğlu sen kör değilsin, sen bizi aldatıyorsun” der. Diğerleri de “Gelen kişi hiç konuşmadı, görmedin de, peki nasıl bildin Esme’nin geldiğini ve alışveriş yaptığını” diye Âşık Veysel’e sorarlar. Âşık Veysel çok duygusallaşır, kahrından elini masaya birkaç defa sertçe vurur ve ekler..

“Onu kokusundan tanıdım, kokusundan”

Kadim Ülker

Aşk Hikayeleri Hakkında

Aşk, kalbin nefes kesercesine hızla atması…  Her saniye yalnızca onu düşünmek… Ellerin titremesi, terlemesi… Bedende kelebeklerin uçuşması hali… Nedensiz yere gülümsemeler ve bazen de ağlama krizleridir…

İnsanın var olması ile birlikte başlar aşkın öyküsü. Gerçeğini yaşamak herkese kısmet olmayan, insan hayatındaki en yüce duygulardan biri olan aşk, kalbe girdiği anda insanın kimyasını değiştiren bir sanattır, var oluş ile yok oluş arasındaki ince bir çizgidir. Ne zaman geleceği hiç belli olmayan, insan hayatının en önemli deneyimidir. Aşk insanda özgürce sevebilme duygusunu uyandırır. Egolardan sıyrılıp karşındakini olduğu gibi kabul etme ve sevebilme sanatıdır.

Aşk hiç düşünmediğiniz zaman kapınızı çalabilir ve sizden izin istemez; kalbinizin bir köşesine oturur.

Dünyanın en büyük aşk hikayelerinin çoğu ilk görüşte başlar; bir de sevgileri zaman içinde çiçeklenenler vardır… Kimi ilişkilerin dinamiği yoğun ve çok güçlü bir sevgi ile şekillenir. Kimi ise birbirini sığınak olarak gören iki kişinin kurduğu sade bir hayatta yeşillenir. Bazı aşklarsa sürekli bir desteği ve cesareti beraberinde getirir. Her biri efsaneleşir ve asla unutulmaz.

Bir cevap yazın